YAĞMUR YAĞARKEN



Dışarıda çılgın, azgın ve şimşeklerin çaktığı bir yağmur var. Sanki gökyüzü yeryüzünden ayrılıyorken bağırma ve acının seslerini duyuyorum. Gökyüzü ya "ben güçlüyüm beni bırakıp gitsen de mutluyum!" diye bağırıyor ya da ayrılıkla birlikte duyduğu aşk acısıyla bulutlarını birbirine çarpıştırıp fırlatırken, bir taraftan hüngür hüngür ağlayarak yeryüzünden hırs ve intikamını almaya çalışıyor. Hissedebiliyorum onun kalbindeki acıyı ama aynı dili mi konuşuyoruz kestiremiyorum.

 Aslında yağmur damlalarının Zeus'un görüntülerinden bir olduğunu düşünüyorum çünkü tanrıların tanrısı Zeus her çeşit şekle girip tüm kadın ve erkeklerle birlikte olabilmek ve çoğalmanın asıl onun doğasında olduğunu göstermek isteyen bir tanrı olduğuna inanıyorum. Zeus yağmur damlası şekline bürünmüş ve babası gökyüzü Uranos'tan sperm şeklinde yeryüzüne ulaşırken üzerine düştüğü kadınlarla sevişiyor ve bazı kadınlar bu yağmur denilen doğa olayından etkilenmemek için en yakın binanın içine saklanıyor bazıları da yağmur damlası şeklindeki Zeusla farkına varmadan sevişirken yağmur altında dans edip bundan keyif alıyordu. 
Zeus'un çapkınlıkları sonucu Hera'nın, ona kızgınlığından dolayı, gökyüzüyle anlaşma yapması sonucu, bütün kadınlar Hera ile iş birliği yapıp feminist olmaya karar verdiğini gösteren bir ortamda yaşadığımı hissediyorum sanki.

İçimdeki duygular donup kaldığı için,  artık hiç bir şey hissedemiyorum. Kalbim mutluluk ve mutsuzluk kavramlarının dillendirilmiş şekliyle atmıyor artık. Bir şeyler umurumda olmuyor. Amaç ve hedef belirlemiyorum, çünkü ideallerin çalındığında, realist oluyorsun. Dünyayı değiştirme hırsın olmuyor dışarıdaki yağmur gibi. 
Sigara içmeyi hep sevdim. Sigara yaktığımda eskisi gibi zevk alamıyorum. Eskiden yemek yedikten sonra sigara içerken, hafif yağlanmış, kirli ellerimle, sigarayı tutmanın zevkine ulaşırdım. Kahve içerken, her yudumun arkasından keyifli bir nefes çektiğim sigaranın tadı yoktu son zamanlarda. Arada sırada içtiğim sigarayla sık sık yüz göz oluyorduk ve birini söndürmeden diğerini yaktığım sigaralar ağzımı acıtmaya başlamışlardı. 
Sebepsiz yere beklediğim telefonlar, veya senin hakkında almak istediğim haberler artık bana ulaşmaz olmuştu. Onun için beklemenin hiçbir anlamının olmadığını, yollara çıkmam gerektiğini düşündüğüm anlarda nedense dışarıda yağmur küçük bir çocuğun ağladığı gibi yağıyordu. Acaba yağmur neyi anlatmak istiyordu? Korkutucu gök gürültüleri "Dur! Gidemezsin!" diye bağırıp çağırmalar mı yoksa benim ve dünyamın omuzlarında hüngür hüngür ağlarken yağmur damlaları göz yaşları mıydı? dışarı çıkıp , gökyüzüne "yeter artık! bağırıp çağırmayı ve çocuk gibi ağlamayı kes!" deyip "dünyanın bana verdikleri zorunlu olarak yaşamam gerekenler değil! Kaderimi değiştirmek istiyorum" diye bağırmak istedim. Ama gökyüzü beni dinler miydi acaba? 

Yıllar geçip beni zaman kavramının dünyadaki boyutuyla birlikte olgunlaştırmasından sonra, aslında dünyada bir düzenin olduğuna ve bu düzenin uzun gecelerde bu sevişmelerin meyvelerini verdiğine inandım. Temizlik yapmaya gerek yoktu. Çünkü dünyanın üzerindeki her bir mikrobun zararlarının olduğu kadar, görünmeyen faydalarının olduğuna da inanmaya başladım. Bundan dolayı seni kalbimden temizlerken bir şekilde senin orada kalmanda sakınca olmadığın kanısına vardım. Buna seninle sensiz yaşamak desek doğru değil mi? Onun için şimdilik gerek Zeusla sevişmeye gerekse temizlenmek için yağmur altında yürümeye çıkmak istemedim bu seferlik. Sanırsam Zeus buna anlayış gösterecektir. Çünkü kalp farklı zamanlarda farklı kişileri içinde barındırabilecek kadar yüce bir organdır. Ama bazen kalp arsız ve gurursuzluğunu gösterebiliyor. Bunun üstesinden gelebilmek için kalbimle bir anlaşma yapmıştım. Biraz sabırlı olursa dünyada farklı heyecanlar ve güzellikler sunacağıma söz verdiğim için, gözlerim seni görmese bile kendi kendine mutluymuş gibi davranıp beni kandırmayı başarabiliyordu. 
Gökyüzü, yağmur, düşünülmeye değmeyecek sen ve senin gibi insanları bu şekilde düşündüğümden veya kalbim hayatta aşık olduğu kişinin ben olduğumu düşünüp beni kıramadığından olsa gerek, gökyüzü çıldırdıkça ben burada sebepsiz yere sakinleşerek gökyüzünü daha büyük çılgınlıklara iterek sebepsiz yere sakinleşiyorum. Kalbim yumuşuyor ve yollarımın daha sakin olacağını hissediyorum. 

Bugün yağmurda dışarı çıkmayarak, ve Zeus'la sevişmeyerek en de Hera'nın feminist örgütüne geçici olarak üye oldum. Ben kalıcı feminist olamam. Bugün, Zeus'la sevişmeyi kibarca reddettim çünkü, Bugün Zeus savaş halindeydi. Benim bir erkekle sevişmem için o anda savaşmıyor, sinirli ve öfkeli olmaması gerekiyor. Ama Zeus'la birgün Hera'yı kıskandıracak aşk yaşayacağımıza eminim çünkü Zeus ve diğer tanrılar savaşçı olsa da en azından dürüstçe savaşıyorlar. 

Yağmurlu günlerde gezginler ve seyyahlar dinlendikleri için, ben de kalbimdeki temizlemeyi düşündüğüm şeylerin bir analizini yaparken, benim sevgililerim sadece tanrılar diye düşündüm.

Comments

  1. güzel ve değişik bir bakış devamını dilerim 🙏😌

    ReplyDelete

Post a Comment

Popular posts from this blog

Japanese Night and Amazing Friendship

Komşumuz Başbaba ve Ailesi

EASTER IN POLAND